26 Şubat 2015 Perşembe



Lokmalarını küçük tutmuştu ki, zevki uzun sürsün. Lakin çikolatalı eti formu, sadece bir bardak çay içimi süresince ona zevk verebilmişti. Ufacık bir kırıntının dahi ziyan olmasına izin veremezdi zira tüm gün bu ara öğün saatini beklemişti. Kocaman dişlerini siyah çikolata kaplı, bisküvi taklidi yapan suntaya son kez değdirdiğinde, olan oldu. Çayının son yudumu için ayırdığı son lokma, bu güçlü ısırığa dayanamamış, kendini sarsıntının etkisiyle dudaklarının arasından mermer zemine bırakmıştı. Birkaç saniye şaşkınlık içinde masumca yerde yatan son lokmaya baktı. Artık o son lokma bile değildi. Son lokma çoktan o, şaşkınlık içinde kırılan parçaya odaklanmışken, son yudumdan bir önceki yudum çay ile midesine doğru çetrefilli bir yolculuğa çıkmıştı. Yerdeki parçaya bir kez daha baktı, belki de kimse görmeden ağzına atıverirdi. Çocukluğundaki gibi üflese ya da pantolonuna sürse temizlenmez miydi? Pantolonuna sürülmüş çikolatalı bisküvi fikri hoşuna gitmedi. Tiksintiyle ekşimiş yüzünü ekranına geri döndürdü. Belki de ofiste zevk süresini arttıracak başka şeyler bulmalıydı. Patronundan yaratıcılığını ortaya çıkarabileceği fikirler mi istemeliydi? Başkalarına yardım etmek çözüm olur muydu ki? Bulduğu hiçbir fikir onu tatmin etmiyordu. Uzun süreli zevk için daha farklı bir şeye ihtiyacı vardı. Sonunda uzun çubuk krakerle büyük bir kupa çayda karar kıldığında yüzünü bir huzur kaplamıştı. Hayatı o kadar da karmaşık hale getirmenin bir anlamı yoktu ki. Bazen ihtiyacın olan şey sadece basitçe kastettiğin şeydi. Uzun zevk = Uzun çubuklu kraker. Şşşşttt fesatlık yok fesatlık;)

0 yorum:

Yorum Gönder

 
;