23 Eylül 2014 Salı 0 yorum

BİR GERİLİM HİKAYESİ


Patronunun arama melodisiyle alarmının aynı olması nedeniyle her sabah stresle uyanmasına anlam veremeyen arkadaşının dayatmalarına dayanamayıp, alarmını mutlu mesut bir melodi ile değiştirdiğinden, yani bu sabahtan beri, kendini boşlukta gibi hissediyordu. Her sabah "patron mu alarm mı, patron mu alarm mı?" ikilemiyle zınk diye yataktan fırlarken, bu sabah miskin bir melodiyle uyanmıştı. Hayatında ki gerilimi azaltan arkadaşına ver yansın etti zira gerilim olmadan nasıl yaşanacağını bilmiyordu. O yetmişlerin ortalarında doğmuş her çocuk gibi "Freddy, Elm sokağı kabusu" "Jaws" filan gibi filmlerle büyümüştü. Dım dım dım dım dım dım...Biraz kafein ve çikolataya ihtiyacı vardı. Dolabı açıp boş Nutella kavanozuyla karşılaştı ve umarsızca yerine geri koydu. Regl döneminde tatlı krizine girip boş kavanozla karşılaşmak ekstra gerilim yaratabilirdi. Önemsemedi. İşe gitmek için kapıdan çıkarken hırsız alarmını kurdu ama aklına ani bir soru geldi. Kedinin suyunu değiştirmiş miydi? Ya camı kapatmış mıydı? Suyu değiştirmek ve camı kapatmak için koştu. Saniyelerle yarışıyordu, her an alarm çalıp sabahın köründe tüm apartmanı inletebilirdi. Son saniye kendini dısarı atıp kapıyı çekti. Mazoşit miydi?Yoooo... Tamam belki biraz. Bir iki Freddy içeri girdi, üç dört hemen kapıyı ört...
 
;