Lokmalarını küçük
tutmuştu ki, zevki uzun sürsün. Lakin çikolatalı eti formu, sadece bir bardak
çay içimi süresince ona zevk verebilmişti. Ufacık bir kırıntının dahi ziyan
olmasına izin veremezdi zira tüm gün bu ara öğün saatini beklemişti. Kocaman
dişlerini siyah çikolata kaplı, bisküvi taklidi yapan suntaya son kez
değdirdiğinde, olan oldu. Çayının son yudumu için ayırdığı son lokma, bu güçlü
ısırığa dayanamamış, kendini sarsıntının etkisiyle dudaklarının arasından
mermer zemine bırakmıştı. Birkaç saniye şaşkınlık içinde masumca yerde yatan
son lokmaya baktı. Artık o son lokma bile değildi. Son lokma çoktan o,
şaşkınlık içinde kırılan parçaya odaklanmışken, son yudumdan bir önceki yudum
çay ile midesine doğru çetrefilli bir yolculuğa çıkmıştı. Yerdeki parçaya bir
kez daha baktı, belki de kimse görmeden ağzına atıverirdi. Çocukluğundaki gibi
üflese ya da pantolonuna sürse temizlenmez miydi? Pantolonuna sürülmüş
çikolatalı bisküvi fikri hoşuna gitmedi. Tiksintiyle ekşimiş yüzünü ekranına
geri döndürdü. Belki de ofiste zevk süresini arttıracak başka şeyler
bulmalıydı. Patronundan yaratıcılığını ortaya çıkarabileceği fikirler mi
istemeliydi? Başkalarına yardım etmek çözüm olur muydu ki? Bulduğu hiçbir fikir
onu tatmin etmiyordu. Uzun süreli zevk için daha farklı bir şeye ihtiyacı
vardı. Sonunda uzun çubuk krakerle büyük bir kupa çayda karar kıldığında yüzünü
bir huzur kaplamıştı. Hayatı o kadar da karmaşık hale getirmenin bir anlamı
yoktu ki. Bazen ihtiyacın olan şey sadece basitçe kastettiğin şeydi. Uzun zevk
= Uzun çubuklu kraker. Şşşşttt fesatlık yok fesatlık;)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder